Önceki dönem milletvekillerinden İbrahim Aydemir, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ülke TV’deki söyleşisini iki ayrı eksende değerlendirdi: Doğu Akdeniz ve Kıbrıs hattı ile Suriye güvenliği. Aydemir, Fidan’ın söylemlerindeki sakin ama kararlı tonun, Türkiye’nin stratejik sabır çizelgesine işaret ettiğini söyledi.
Aydemir’e göre, Fidan’ın vurguladığı nitelik, yüksek sesli manevralardan ziyade öngörüye dayanan bir devlet aklının tercih edilmesi. Bu yaklaşım, hem diplomaside hem de gerektiğinde caydırıcı güç kullanma kapasitesinde dengeli bir rota çiziyor.
Aydemir, parlamenter gazeteci ve yazarlar birliği başkanı kimliğiyle de ekledi: Avrupa’nın bazı çevreleri Türkiye’yi sistem dışında bırakma çabasının, aslında kendi güvenliğine zarar verdiğini düşünüyor. Avrupa’nın güvenlik mimarisinde Türkiye’nin rolünün göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
AVRUPA VE DOĞU AKDENİZ’DEKİ ÇELİŞKİLER
Aydemir’e göre, Avrupa’nın Rusya tehdidiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Türkiye’yi dışlama eğilimi stratejik bir çelişki doğuruyor. Almanya gibi aktörlerin Türkiye ile savunma işbirliğini gündeme getirmesinin kökeninde bu çelişki yatıyor.
Aydemir, mali müşavir ve bağımsız denetçi sıfatıyla da güvenlik fonları ve savunma tedarik zincirlerinin stratejik yönünü değerlendirdi; Türkiye’nin dışarıda bırakılmasının Avrupa savunma kapasitesini eksilteceğini ifade etti.
Aydemir, Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi önceki dönem üyelerinden kimliğiyle bölgesel dayanışma bağlamında, Cumhurbaşkanlığı koordinasyonuyla diplomatik adımların Arap ayağında başarılı olduğunu, Avrupa ayağında da farkındalık ve kayda geçirmenin sürdüğünü ekledi.
KIBRIS VE RUM KESİMİNİN SİLAHLANMA EĞİLİMLERİ
Aydemir’e göre, Güney Kıbrıs’ın İsrail kaynaklı yoğun silahlanma hamlesi bölgesel istikrarı zedeleyebilir. Rum tarafındaki silahlanmanın popülist yönelimleri körükleyebileceği uyarısında bulundu.
Aydemir, Kıbrıs Rum kesiminin Gazze’deki tutumunun bölgesel vicdan ve siyaset üzerinde yarattığı olumsuz izlere dikkat çekti; bu davranışın tarihte kara bir leke bırakabileceğini söyledi.
Aydemir, bölgedeki gelişmeleri “radar” metaforuyla takip eden bir dış politikanın, tedbir ve meşruiyet zeminini güçlendirdiğini belirtti; bu ifadenin bir tehdit değil, uyanıklığın ifadesi olduğunu vurguladı.
SOĞUKKANLI DİPLOMASİ VE CAYDIRICILIK DENGESİ
Aydemir’e göre Hakan Fidan’ın yaklaşımı, devletin ilk dilinin selam olduğunu ama gerektiğinde caydırıcı dilin de kullanılacağını gösteriyor. Türkiye’nin önceliği diyalog, fakat haklarını korumada kararlılık.
Aydemir, plan ve bütçe komisyonu önceki dönem üyelerinden sıfatıyla savunma tedarikinin sürekliliği ve yerli imkânların önemine vurgu yaptı; dışa bağımlılığın güvenlik açığı yaratabileceğine dikkat çekti.
Aydemir, “Devletimizin dili selamdır; ama o selam, caydırıcı bir omurga üzerinde yükseliyorsa muhataplar daha temkinli olur” ifadesini kullandı.
Aydemir, sözlerini Suriye eksenine kaydırırken, Fidan’ın Suriye’ye ilişkin değerlendirmelerinin Türkiye için “birincil güvenlik meselesi” vurgusunu pekiştirdiğini belirtti. Aydemir, Suriye’deki gelişmelerin doğrudan Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve vatandaş güvenliğiyle ilgili olduğunu söyledi.
SURİYE, YPG VE SABIR ÇİZELGESİ
Aydemir’e göre, Fidan’ın kullandığı zamanlama dili — belli bir sabır aralığı tanıma ve eşiğin aşılması durumunda müdahil olma sinyali — akıllı bir stratejinin göstergesi. Bu zamanlama, bölgedeki aktörlere açık mesaj içeriyor.
Aydemir, Suriye’deki bazı yerlerde YPG’nin “frene basma” görünümünün (Fidan’ın metnindeki ifadeye atfen) henüz Türkiye’nin güvenlik taleplerini karşılamaya yetmediğini söyledi. Türkiye’nin beklentileri somut adımlar ve açıklamalar olarak sıralanmalı diyor.
Aydemir, eski Türkçe nüansıyla ekledi: “Sabır siyaseti, dayanaklı iradenin işaretidir; lakin sabrın dâimî olduğunu kimse sanmasın.” Bu ifadeyle, Türkiye’nin diplomatik sabrının sınırsız olmadığını vurguladı.
Aydemir, YPG’nin çekilmesi ve silah sistemlerinin bertarafı gibi taleplerin yerine getirilmemesi halinde daha sert adımların gündeme gelebileceğini, yılbaşından sonra zamanlamanın değişebileceğini ima etti.
ULUSLARARASI BİLGİLENDİRME VE MEŞRU ZEMİN OLUŞTURMA
Aydemir’e göre, Fidan’ın ısrarla uluslararası hatları bilgilendirme yaklaşımı stratejik bir manevradır: Olası bir krizde “biz size söyledik” kaydıyla meşruiyet zemini oluşturmak önemlidir.
Aydemir, “Emperyalizmle işbirliğine dayanan çözümler, aziz milletimizi uluslararası bir pazarlığın aracı haline getirir” diyerek yerel aktörlerin uluslararası oyunlarla kullanılmasına karşı uyardı.
Aydemir, parlamenter kimlikleriyle hem diplomatik hem hukuki argümanları harmanlayarak Türkiye’nin hem masada hem sahada haklarını koruma iradesini savundu.